Bitlis Şehir Rehberi, coğrafi yapısı nüfusu tarihi yerleri ve kültürü

Bitlis, 8.855 km² yüzölçümü ile Doğu Anadolu Bölgesi illerimizdendir. Doğuda Van Gölü, batıda Batman, kuzeyde Muş, kuzeydoğuda Van ve Ağrı, güneyde Siirt, güneydoğuda yine Van illeriyle çevrilidir. İl ve yöresinde yerleşimin tarihi  kesin olarak bilinmemekte. Yöre, Bizans döneminde Ballaison adıyla anılmaktaydı. İlde belediye 1868’de kuruldu. İl trafik no: 13

Bitlis İlçeleri

Merkez (70.344), Adilcevaz (30.530), Ahlat (41.633), Güroymak (48.654), Hizan (33.345), Mutki (31.791), Tatvan (94.697)

Coğrafi Yapısı

bitlis süphan dağı
Süphan Dağı

Genel olarak 1.500 m’den daha yüksek olan il toprakları, dağlık ve çok engebelidir. Kuzeydoğu kesiminde 4 bin rakım yüksekliği geçen Süphan Dağı, Türkiye’nin en yüksek dağlarından biridir. Çıkardığı lavlarla Van Gölü’nün oluşmasını sağlayan Nemrut Dağı, Süphan Dağı gibi sönmüş bir yanardağdır. Batı kesimini ise, doruk noktası il sınırları dışında kalan Sason Dağları engebelendirir. Güneydoğu kesimini Türkiye’de yüzeye çıkmış en büyük masiflerden olan yüksek bir dağlık alan engebelendirir. Bu dağlık alan, İhtiyar Şahap Dağları olarak adlandırılır. Plato ve ova olarak tabir edilecek düzlüklere yok denecek kadar az rastlanır. Ufak çaplı düzlükler yazın çayırlarla kaplanan sulak yaylalardır. Bunlar ise Van Gölü kıyısındaki dar bir alan ve Rahva Düzü olarak bilinmektedir. Bitlis toprakları; yeraltı suyu, göl ve akarsu bakımından oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Yöre topraklarından kaynaklanan sular Van Gölü ve Basra Körfezi’ne dökülür. Dicle Nehri’nin kollarından olan Yanarsu (Garzan) Çayı’nın kollarının kaynak noktası yörenin batısıdır. Güney-güneydoğu kesiminden kaynaklanan Bitlis Çayı ile Hizan Çayı il sınırları dışında Botan Çayı’na katılır. Murat Irmağı’nın kollarından olan Karasu ilin batı kesiminden kaynaklanır. Van Gölü’nün bat kesimi il sınırları içinde kalır.

Başlıca yükseltiler, ovalar, vadiler, yaylalar;

  • Süphan Dağı (4.058 m)
  • Nemrut Dağı (2.948 m)
  • Adilcevaz Gülistan Ovası
  • Ahlat Ovası
  • Güroymak Ovası
  • Duap Yaylası

Başlıca akarsular, göller;

  • Bitlis Çayı
  • Garzan Çayı
  • Güzeldere
  • Karasu
  • Orzan Çayı
  • Van Gölü
  • Nazik Gölü
  • Nemrut Krater Gölü
  • Arin Gölü
  • Aygır Gölü

Bitlis İklim ve Bitki Örtüsü

İl, sert bir karasal iklimin etkisi altında kalarak; yazlar kısa ve sıcak, kışlar ise kar yağışlı ve soğuk geçer. Kışın kar kalınlığının bazı yerlerde 2 m’yi aşması neticesinde il ve ilçe merkezlerinin köyleriyle bağlantısı kesilir. Yerin karla örtülü olduğu ortalama süre il merkezinde dört, Tatvan ilçesinde üç, Ahlat ilçesinde de iki ayı bulmaktadır. İl merkezinde ölçülen en yüksek sıcaklık 21.07.2019 tarihinde 34.3 °C, en düşük sıcaklık ise 28.01.2016 tarihinde -24.1 °C olarak kaydedilmiştir. İl merkezine en fazla kışın yağış düşer. Yıllık ortalama sıcaklık 9.0 °C iken, yıllık ortalama toplam yağış miktarı 1046.6 mm’dir.

Doğal bitki örtüsü bakımından yoksul olan Bitlis, genellikle step (bozkır) görünümündedir. Dağların bazı kesimlerinde bodur meşe ve ardıç topluluklarına, akarsu kıyılarında da kavaklara rastlanır. Yüksek kesimlerde karların erimesinden sonra, yemyeşil çiçekli otsu bitkilerle kaplanan, hayvancılık yönünden çok önemli ve değerli Alp tipi çayırlar vardır. Bunlardan başka soğuğa dayanıklı ardıç ve yabani meyve ağaçları görülmektedir. Bölgedeki derin ve sulak vadi tabanlarında ise bitki türlerinin sayısı artar. Bu kesimlerde özellikle söğüt, çınar, kavak ve ceviz ağaçları yer almaktadır. Doğal bitki örtüsü yoksul, fakat sulak alanları fazla olan ilde canlı bir yabanıl yaşam ortamı vardır. Yaşadığı bilinen memeliler; ayı, yaban domuzu, dağ keçisi, kurt ve tavşandır. Nemrut Gölü kıyılarında kuluçkaya yattığı saptanan kuşlar; akgerdanlı bülbül, cüce kartal, buğdaycıl, çayır tuygunu, çöl sunguru, kara kanarya, kara ördek ve kara kartalıdır. Arin Gölünde yaşadığı bilinen kuşlar; boz ördek, angıt, Hazar sumrusu, küçük sumru, poyraz kuşu ve dik kuyruktur.

Nüfus ve Kalkınma

Önceleri hızlı bir artış gösteren il nüfusu, 1990-2000 yılları arasında durağanlık göstermiştir. Bunun başlıca nedeni 1980’lerden sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun özellikle kırsal kesimlerinde yaşanan çatışmaların burada da etkili olmasıdır. İlin 1950’de 100 bini bulmayan nüfusu, 1965’te 154 bine, 1975’te 218 bine, 1985’te ise 330 bin üzerinde seyretmiştir. 2000 yılında nüfus 388 bin olarak kaydedilmiştir. 2010 yılında nüfus 328.776 olarak kaydedilmişken, 2020 yılında ise artış göstermiş 350.994 olmuştur. Bitlis ilinde kilometrekareye 40 insan düşmektedir. Bitlis nüfus yoğunluğu 40/km2’dir. En kalabalık ilçe Tatvan’dır. Bitlis, ekonomik yönden Türkiye’nin gelişmemiş illerindendir. DİE’nin 2001 verilerine göre ülke gayri safi yurt içi hasılası içindeki % 0,2 pay ile iller arasında 71. sırada yer almıştır. Gelirin nüfusa oranla çok düşük olması, kişi başına düşen gelirin de az olmasına neden olmuştur.

Sıcak mevsimi kısa ve ekime elverişli toprakları az olan ilde hayvancılık bitkisel üretimden çok daha önem taşır. Hayvancılık daha çok canlı hayvan ticaretine dayandığından hayvansal ürün miktarı düşüktür. Kırsal kesimlerde ki çatışmalar yaylacılık ve buralardaki sürü hayvancılığını durdurmuştur. Bitlis’in en ünlü tarım ürünleri ceviz ve tütündür. Bitlis cevizinin hem meyvesi, hem de kerestesi değerlidir. Altın sarısı Bitlis tütününden yapılan sigaralar sert ve tok içimiyle ünlenmiştir. Yörede balıkçılık da kalkınma açısından önemli bir değere sahiptir. Van Gölü’nün yarısına kıyısı olan il topraklarında balıkçılık önemli ölçüde gelişmiştir.

Tarım: Koyun, kıl keçisi; sığır eti, süt, peynir, tereyağı, kıl, deri, yün; tütün, ceviz, buğday, patates, şekerpancarı, soğan, karpuz, kavun, çavdar.
Sanayi: Un ve yem, süt ve süt ürünleri, sigara fabrikaları, et kombinası, dokumacılık, gemi yapımı.

Bitlis Kültürü

Bitlis en köklü ve eski bal üretim merkezlerinden biridir. Bitlis de üretilen ballar genel olarak geven ve kekik yaylalarının balları olduğu için bu bitkilerin şifalı özelliklerini de kendi bünyesinde barındırmaktadır. Bitlis balı genel olarak fenni kovan ve kasnak olarak tabir edilen etrafı özel bir çamur ile sıvanan silindir şeklindeki kovanlarda üretilmektedir. Bitlis Karakovan balının En önemli özelliği 2 bin 500 metre yükseklikteki endemik bitki türlerinden beslenen arılarda elde edilmesi. Tabii ve katkısız Karakovan balı hiçbir yapay madde içermez. İnsan sağlığı açısından çok faydaları vardır. Halk arasında doğal viagra olarak anılan ceviz reçeli meşhur Adilcevaz cevizlerinden cevizin ham halinden, özenle seçilen olgunlaşmamış yeşil cevizler, kabuğu soyulduktan sonra doğal işlemlerden geçirilerek elde ediliyor. Yöre halkının şifa niyetine yediği ceviz reçeli ayrıca özel misafirlere de özenle ikram edilen bir tatlı türüdür.

Genellikle yüksek bir duvarın sokaktan ayırdığı, dışa kapalı fakat o ölçüde içe doğru özgür ve özgün bir mimari anlayışı yansıtan Bitlis evleri ; düzgün kesme taştan, üzeri düz toprak damlı olarak inşa edilmişlerdir. Yöreye has olan ayakkabı Harik, İl merkezinde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde açılan kurslarla faaliyetlerine devam etmektedir. Harik, halk oyunlarında, özel günlerde ve süs olarak şark köşesinde kullanılır. Geleneksel el sanatları ürünleri; aba, Bitlis kuşağı, cacım, seccade ve heybe, gej, halı ve kilim, iğne ve boncuk oyası, taş işleme ile çömlektir.

Bitlis, uzun hava yöresidir. Halay çekilirken bile arada sazlar susar uzun hava söylenir. Bu gelenek, günümüzde de tüm canlılığı ile sürmektedir. Uzun hava sözleri okunduktan sonra davul zuma, yemden halay ezgisini çalar ve oyun sürer. Bitlis halk oyunlarında ve müziğinde komşu illerin ezgi ve oyunlarıyla benzerlikler görülür. Bitlis halk müziği ve oyunlarının ritmik yapısı şöyle özetlenebilir: 2, 3, 4 zamanlı ana usuller, bunların üçerli biçimi olan 6 ve 12 sekizlik ezgiler, 5 ve 10 zamanlı türkü ve oyun havalan çoğunluktadır. Bitlis yöresinde halk oyunlarının çok çeşitli ve özgün örneklerine rastlanmaktadır. Oyunlar genellikle halay ya da bar biçimindedir. Halay, Bitlis’te “Berite” adım alır. Botane, Halkuşta, Gövenk, Çarşıbaşı, Dokuzayak, Süzme Oyunu, Nare, Garzane, Memoş, Meyroki, Temirağa, Harkusta, Tiringo ve Sepe yöreye özgü oyunlardır. Bitlis Ban, Nari, Aşırma bar özelliğini taşır. Oyunlar genelde insanın sertlik, birlik-beraberlik ve insan sevgisi duygularını ifade eder.

Her yıl 07-14 Temmuz tarihleri arasında Nemrut Kalderası’nda Yayla Şenlikleri düzenlenir. 30 Haziran / 24 Temmuz tarihleri arası, il ve ilçelerin çeşitli kuruluşları ile katıldığı, değişik eğlence programlarının yapıldığı Tatvan Doğu Anadolu Fuarı bir ay boyunca devam eder. Her yıl Ekim ayında ilk haftası bir gün olarak, Adilcevaz İlçesinin ve Adilcevaz Cevizinin tanıtılması için festival düzenlenir. 23-25 Ağustos tarihleri arasında Ahlat’ın tarih ve kültürünün tanıtımı amacıyla hafta boyunca çeşitli kültürel ve sosyal faaliyetler yapılır. Corti aşı, büryan, Bitlis köftesi, katıklı dolma, gılorik, halise yemeği, keledoş, ciğer taplaması, şemşerok, murtuğa, has dolması, kengerli bulgur pilavı, soğan köftesi, pazı boranı, baklalı pilav, tutmaç çorbası, gebol çorbası, çireş çorbası, gari aşı çorbası, turşu aşı çorbası, ahlat lokma tatlısı, şeker helvası, güzbez tatlısı ve teter yöreye has mutfak ürünleridir.

Eğitim

17 Mayıs 2007 tarihinde 5662 Sayılı Kanun ile kurulan Bitlis Eren Üniversitesi, 5 Fakülte, 8 Teknik Meslek Yüksekokulu, 3 Yüksekokul, 2 Enstitü, 14 Uygulama ve Araştırma Merkezi ile bilimsel ve akademik anlamda uluslararası yetkinlikte bir üniversite olmuştur. İl merkezinde, Tatvan, Güroymak ve Mutki’de birer tane halk kütüphanesi hizmet vermektedir. Bunun yanı sıra yine il merkezinde bebek ve çocuk kütüphanesi ile üniversiteye bağlı bir kütüphane de bulunmaktadır. 2016 yılında okuryazarlık tespitinde ilde okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 7,5 olarak kaydedildi.

Bitlis Tarihi

Buradaki yerleşimin İÖ 1000’li yıllarda Urartular döneminde başladığı tahmin edilmektedir. İl, Bitlis Çayı’nın Diyarbakır Havzası’na inmeden evvel Güneydoğu Toroslar’da açtığı derin bir vadide kurulmuştur. İÖ 6. yüzyılda Doğu Anadolu’nun bir parçası olan Bitlis ve yöresi de Pers egemenliğine girdi. Büyük İskender’in 331’de Pers hakimiyetine son vermesiyle sırasıyla; Makedonya ve Selevkos Krallığına bağlandı. Roma ve Sasaniler arasında el değiştiren yöre, 395’ten sonra Doğu Roma sınırları içindeydi. 641’de Arapların eline geçen topraklar, iki asır kadar devam eden Arap egemenliğinde ara ara Bizanslıların eline geçti; ardından Mervanilerin hakimiyetine geçti. 1085’te Dilmaçoğullarının, ardından Sökmenlilerin, sonra da Eyyubilerin eline geçen yörede Şerefhanlar etkisi hakim oldu.

Dilmaçoğulları döneminde yöreye kazandırılan mimari yapılaşma, Şerefhanlar ile gelişti. 19. yüzyıl sonlarında nüfus 30 bine yaklaşırken, kentte öğretmen okulu, askeri ve sivil liseler ile bir de Amerikan koleji bulunuyordu. 1243’te İlhanlılar, 1394’te Timur, 1405’te Karakoyunluların yönetime giren Şerefhanlar, Akkoyunlular tarafından yöreden sürüldü. Ancak 1495’te yeniden geri döndüler. 1507’de Safevi idaresine giren Bitlis ve yöresi, 1514’te Osmanlı hakimiyeti altına girdi, bu dönemde saraydan atanan beylerce idare edildi. Osmanlı döneminde yöre halkı Kürtler, Ermeniler ve Süryanilerden oluşuyordu. 1879’da vilayet haline giren yöre, I. Cihan Harbi sırasında 6 ay kadar Rus işgali altında kaldı. Cumhuriyet’in ilanından sonra vilayet yapılan Bitlis, 1929’da Muş’un bir ilçesi yapıldı ve sonra 1936’da yeniden vilayet (il) halini aldı.

bitlis ahlat kalesi

Tarihi Miraslar

Abdurrahman Gazi Türbesi: Ahlat ilçesinde; Halife Hz. Osman zamanında Müslümanların Anadolu’ya yaptığı seferler esnasında şehit düşen Abdurrahman Gazi adlı bir asker adına yaptırılmış bir türbedir.
Adilcevaz Camii: Adilcevaz ilçesindedir; 16. yüzyılda yapıldığı sanılıyor, Van Gölü kıyısında kalenin eteğinde yer alır.
Adilcevaz Ulucami: 15. yüzyıl yapısı; Adilcevaz ilçesinin batısında ve Van Gölü kıyısındaki bir başka kale yıkıntılarının arasındadır.
Ahlat Kalesi: 16. yüzyılda yapılan kale; Ahlat ilçesinde Harabeşehir sırtlarındaki Urartu kalesi kalıntılarının güneyindedir.
Ahlat Mezarlığı: Ahlat ilçesinde; Kubbet-ül İslam olarak adlandırılan mezarlık 12-14. yüzyıl zamanından kalma Selçuklulara ait bir kabristanlıktır. Dünyada Müslümanlara ait en büyük mezarlık olarak bilinmektedir. Mezarlığın kapladığı alan yaklaşık 10 bin metrekarelik bir sahadır. Bölgede 8 bin adet mezar taşı yer almaktadır.
Başhan: Bitlis-Tatvan karayolu üzerinde, 16. yüzyılda Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Bitlis Kalesi: Helenistik döneme (İÖ 323-İÖ 30) veya İS 4. yüzyılda yapıldığı kaynaklarda belirtilmiştir, günümüzde yıkık harabe durumdadır.
Bitlis Ulucami: Dilmaçoğulları dönemi sonlarında 1150’de yaptırılmış olup, minaresi ise 1493’ten kalmadır.
Çifte Kümbet (Hüseyin Timur-Esen Tekin Kümbeti): Giriş kapısının üzerindeki (kuzeydeki) lentoda nesi yazılı kitabede Boğatay Aka’nın oğlu Hüseyin Timur’un H.680 Recep (M.1279 Kasım) ayında şehit olduğu yazılıdır. Bu tarihte de yapılmış olmalıdır. Doğu penceresi lentosu üzerindeki kitabede ise; Hüsameddin Hüseyin Aka kızı Esen Tekin Hatun’un H.678 Şevval (M.1280 Şubat) ayında vefat ettiği yazılıdır. Batı penceresi lentosunda ayet (Kur’an-ı kerim 3/18), Türkçesi; “Allah’tan başka şahit yoktur.” güney penceresi lentosunda hadis, Türkçesi; Resulullah buyurdu ki “Kul takdirin eseridir.” Yazılıdır. Diğer kitabede ise Tevbe suresinin 21. Ve 22. Ayetleri “Rableri onlara katında bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan ebedi ve temelli kalacakları cennetleri müjdeler.” yazmaktadır.
Çifte Kümbet (Buğatay Aka-Şirin Hatun Kümbeti): Hüseyin Timur kümbetinin doğusundadır. Kümbetin 1281 yılında yapıldığı kabul edilmektedir. Emir’ül Kebir şeklinde anılan Buğatay Aka ve Hüseyin Timur’un Uygur asıllı olmaları muhtemeldir. Buğatay Aka ailesinin ne gibi felaketler neticesinde katledildikleri, akıbetlerinin ne olduğu bilinmemektedir. Kümbet iki katlıdır. Buğatay Aka kümbeti de yine kitabelerinden 680 (1281) yılında öldükleri anlaşılan Emir Buğatay Aka b. İnal Aka ile Şirin Hatun bint Abdullah’ın mezar anıtıdır. Üçgenler vasıtasıyla onikigen planlı kaide üzerine oturtulmuş, silindirik gövdelidir. Silindirik gövdenin üzeri; içten kubbe, dıştan konik külahla örtülüdür.
Han Hamamı: Kent merkezinde, 16. yüzyılda IV. Şeref Han tarafından yaptırıldığı rivayet ediliyor.
Hasan Padişah Kümbeti: Ahlat’ta XIII. Yüzyıla ait mezar anıtıdır. Ahlat’ın Taht-ı Süleyman mahallesinin güney kısmında ve tarihi Karaşeyh Mezarlığı’nın kuzeydoğusunda, üzerine yapıldığı tepenin siluetine hakim bir yerde bulunmaktadır. Yapı, yine Ahlat’ta bulunan Ulu Kümbet’ten (Usta Şagirt Kümbeti) sonra en büyük ölçütlere sahip olan ikinci mezar anıtıdır. İçerisinde üç mezar bulunmaktadır. Kapısının üzerinde girift bir istif halinde nesih hattıyla yazılmış iki satırlık kitabe vardır. Bu kitabeye göre 673 yılının Recep ayında (Ocak 1275) Melikü’l ümera Mahmun b. Hüsameddin Hasan Aka için inşa edilmiştir.
Hüsrev Paşa Hamamı: Kent merkezinde; 1571’de Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Hüsrev Paşa Hanı: Bapşin Hanı olarak da bilinen Han; 16. yüzyıl yapısı olup, Bitlis-Tatvan karayolu üzerindedir.
İhlasiye Medresesi: 1216’da Selçuklular tarafından yaptırılan medrese, 1589’da Bitlis hanları arasında olan V. Şerefhan tarafından onartılmıştır. Medrese 8 asırlık bir geçmişe sahiptir.
Rahva Kervansarayı: Diğer adı Elaman Kervansarayı olup, Rahva Düzü’nde 16. yüzyıl yapısı, Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmış. Bitlis-Tatvan karayolu üzerindedir.
Şerefiye Külliyesi: IV. Şeref Han tarafından 1528-1533 tarihleri arasında yaptırılmış. Bitlis kent merkezi içindedir.
Urartu Mezarlığı: Adilcevaz kentinde; yüzeye oldukça yakın ve yıkık halde türlü mezarlıklar.
Usta Şagirt Kümbeti: Diğer ismi Ulu Kümbet; Ahlat ilçesindeki kümbetlerin en büyüğüdür ve 1273 tarihlidir.


Sonraki Gönderi

Richter Ölçeği nedir? Richter ne zaman kim tarafından bulundu?

Sal Haz 29 , 2021
Richter Ölçeği nedir ve kim tarafından, ne zaman bulunmuştur?
richter ölçeği nedir