Kenan Evren Kimdir? Ahmet Kenan Evren’in Hayatı

Ahmet Kenan Evren 17 Temmuz 1917 tarihinde Manisa’nın Alaşehir ilçesinde dünyaya gelmiştir. Her ikisi de Balkan göçmeni olan Hayrullah Evren ve Naciye Evren’in dördüncü ve son çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Hayrullah Evren bugün Sırbistan’da bulunan Preşova kasabasından İstanbul’daki amcasının yanına yerleşmiş, Düyun-u Umumiye teşkilatında aşar kontrol memuru olarak görev yapmıştı. Anne tarafı ise Bulgaristan’ın Ziştov kentinden göç ederek Soma’ya yerleşmişti.  İlkokulu Alaşehir’de, ortaokulu Manisa’da, liseyi Maltepe Askeri Lisesi’nde okudu. 1938’de Kara Harp Okulu’nu bitirerek topçu asteğmen, Şubat 1939’da teğmen oldu. 1940’ta Topçu Okulu’nu bitirdikten sonra çeşitli birliklerde görev yaptı. Ağustos 1942’de üsteğmenliğe yükseldi. 27 Mayıs 1944’te Sekine Evren ile hayatını birleştiren Evren’in bu evlilikten Şenay, Gülay ve Miray adlı üç kızı oldu. 1946 yılına kadar çeşitli topçu birliklerinde Batarya Takım Komutanı ve Batarya Komutanı olarak görev yaptı.

Ahmet Kenan Evren

1946 yılında girdiği Kara Harp Akademisi’ni 1949 yılında kurmay yüzbaşı olarak bitirdi. Daha sonra Genelkurmay Eğitim Şubesi kısım amirliği, 1. Ordu Harekat Dairesi başkan yardımcılığı yaptı, Kara Harp Akademisi’nde öğretmenlik etti. 1958-1959 yıllarında, Kore Savaşının ardından Güney Kore’de kalan Türk Tugayında harekat ve eğitim şube müdürü, bunun yanı sıra kurmay başkanı olarak görev aldı. Türkiye’ye döndükten sonra 1959-61 arasında Ordu Donatım Okulu Kurmay Başkanlığı ve 2. Ordu Harekat Eğitim Başkanlığı yaptı. 227. Piyade Alayı komutanlığı, 9. Kolordu kurmay başkanlığı, Kara Kuvvetleri Okullar Dairesi başkanlığı yaptı. 1964’te tuğgeneral, 1967’de tümgeneral oldu. 58. Er Eğitim Tümeni komutanlığı ve 2. Ordu Kurmay Başkanlığı görevlerine atandı. Ardından 1970’te korgeneralliğe yükseldi. 2. Kolordu Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1974’te orgeneral olarak Genelkurmay 2 Başkanlığına getirildi. 1976 ile 1977 yıllarında Ege Ordusu Komutanlığı görevinde bulundu.

Orgeneral Kenan Evren, 5 Eylül 1977 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. 1977-78 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapan Evren, 6 Mart 1978’de Genelkurmay Başkanlığına atandı. 27 Aralık 1979’da kuvvet komutanlarıyla birlikte imzalayarak cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e bir mektup gönderdi. Adresi meçhul mektup olarak tarihe geçen uyarı mektubunda iki büyük siyasal partinin lkenin sorunlarının çözülmesinde uzlaşmaya varmalarını öneriyordu. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk; bu yüzden mektubu 2 Ocak 1980’de hükûmet ve siyasi partilere gönderdi. 30 Ağustos 1980’de, Zafer Bayramı dolayısıyla radyo ve televizyonda yayımlanan konuşmasında alınmasını gerekli gördüğü önlemleri dile getirdi.

1980 İhtilali ve MGK

12 Eylül 1980 tarihinde yapılan askeri darbe ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in liderliğinde; Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun’dan oluşan Millî Güvenlik Konseyi (MGK) kuruldu. Evren, MGK ve Genelkurmay başkanlığı ve bunun yanı sıra devlet başkanlığını da üstlendi. Bu nedenle TBMM ve hükûmet feshedildi, bütün ülkede sıkıyönetim ilan etti. 20 Eylül’de Deniz Kuvvetleri eski komutanı emekli oramiral Bülent Ulusu’ya hükûmeti kurma görevi verdi. Devlet başkanı olarak yurt gezilerine çıkarak 12 Eylül Darbesinin amaçlarını halka anlattı. 12 Eylül Darbesinin birinci yıldönümünde Danışma Meclisi’nin toplanacağını açıkladı. 1982 Anayasası, 7 Kasım 1982 tarihinde yapılan referandumda yüzde 91.37’lik ‘evet’ oyuyla kabul edildi. Evren, yeni anayasanın 1. geçici maddesince ve yedi yıllık bir süre için, böylelikle Türkiye’nin 7. cumhurbaşkanı sıfatını kazandı.  MGK ve Genelkurmay başkanlığını da sürdürdü.

1 Temmuz 1983’te Genelkurmay başkanlığı görevini Kara Kuvvetleri komutanı Nurettin Ersin’e devrederek askerlikten emekliye ayrıldı. Millî Güvenlik Konseyi’nin varlığı, 6 Kasım 1983’teki genel seçimlerin ardından, TBMM Başkanlık Divanı’nın oluştuğu 7 Aralık 1983’te sona erdi.

1982’de bir Uzakdoğu gezisine çıkan Evren, Bangladeş, Pakistan, Güney Kore, Çin ve Endonezya’yı ziyaret etti. Bu ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde önemli bir adım atılmış oldu. Ocak 1984’te toplanan IV. İslam Zirve Konferansı’na Türkiye ilk kez cumhurbaşkanı düzeyinde katıldı. 1983 Seçimlerinde iktidara gelen ANAP’ın lideri Turgut Özal ile genelde uyum içinde çalıştı. 9 Kasım 1989’da Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren Evren, yerini Turgut Özal’a bıraktı. 1990’da Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’ne layık görüldü. Kasım 1990-Eylül 1991 arasında, Kenan Evren’in Anıları adıyla 6 ciltten oluşan otobiyografisi yayımlandı.

12 Eylül Askeri Darbenin Yargılanması

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda anayasa değişiklikleri kabul edildi ve böylelikle; darbenin sorumlularının yargılanmasını engelleyen Anayasa’nın geçici 15. maddesi yürürlükten kaldırıldı. 1980 darbesini yapanlara yargı yolunun açılması üzerine savcılıklara suç duyurusuna başlandı.  Suç duyurularının ardından 8 Nisan 2011’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Kenan Evren ve hayatta kalan tek MGK Üyesi olan Tahsin Şahinkaya’nın ifadesi alındı. Ocak 2012’de tamamlanan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın şüpheli olarak yer aldı. İddianamede, Evren ve Şahinkaya’nın, 765 sayılı TCK’nın ‘Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler’e ilişkin 146. maddesi ile 80. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları istendi.

İddianame 10 Ocak 2012’de; Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve 4 Nisan 2012’de 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbenin sorumlularının yargılanmalarına başlandı. 22 Ağustos 2012’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 12 Eylül Davası’nın görüldüğü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen raporda, sanık Kenan Evren’in duruşmaya katılmasının “tıbbi açıdan uygun olmadığı” bildirildi. Bunun üzerine Mahkeme; Dava’nın sanıkları Evren ve Şahinkaya’nın savunmalarının, sesli ve görüntülü iletişim teknolojisiyle alınmasına karar verdi. Sanıkların mal varlıklarına tedbir konulması yönündeki talep reddedildi. 13 Şubat 2013’te, Evren ile Şahinkaya; haklarında açılan 12 Eylül dönemine ilişkin dava nedeniyle haklarının ihlal edildiği ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular.

Yargılama Süreci ve Evren’in Ölümü

25 Ekim 2013’te Cumhuriyet Savcısı Selçuk Kocaman, 12. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği 18 sayfalık esas hakkındaki görüşte; Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın, TCK’nın “devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını ve rütbelerinin sökülmesini istedi. Dava Mart 2014’te, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapatılmasının ardından Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredildi. 18 Haziran 2014 tarihinde, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 Eylül 1980’de dönemin başbakanı Süleyman Demirel’e muhtıra vermek, T.C. Anayasasını ve Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan müebbet hapis cezasına ve orgenerallik rütbesinin erliğe düşürülmesine karar verildi.  Kesinleşmeleri için Yargıtay’da onanmaları gereken kararların, 24 Kasım 2014 itibarı ile altı aydır temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmeyerek yerel mahkemede bekletildiği ortaya çıkmıştı. Evren’in ölümüyle Yargıtay sürecindeki dava düştü ve bundan dolayı kararlar kesinleşmedi.

TBMM’deki partiler 25 Kasım 2019 tarihinde; Kenan Evren’in adının okul, cadde, sokak, mahalle, köy ve kışlalardan silinmesi konusunda özellikle anlaştı.


Sonraki Gönderi

Bembeyaz dişler sizin için hayal değil, nasıl mı? İşte o yöntemler..

Cts Şub 27 , 2021
Bembeyaz dişlere çok kısa sürede kavuşabilirsiniz, nasıl mı?
bembeyaz dişler için öneriler